Türkiye’de siyaset, artık kimin haklı olduğuna değil, kimin daha fazla destek topladığına göre şekilleniyor. AKP, Sözde k*rdistan bayrağına paçavra denilmesinden rahatsız olurken, CHP “Türkiyeli” kavramını savunuyor, MHP lideri Bahçeli Apo’ya..
Türkiye’de siyaset, artık kimin haklı olduğuna değil, kimin daha fazla destek topladığına göre şekilleniyor. AKP, Sözde k*rdistan bayrağına paçavra denilmesinden rahatsız olurken, CHP “Türkiyeli” kavramını savunuyor, MHP lideri Bahçeli Apo’ya özgürlük konuşmalarını gündeme getiriyor.
Kendi milletine düşmanlık edenlerin meşru siyasette yer bulduğu bir ülkede adaletin var olmasını beklemek aptallık olur.
Bu lanet düzende Türkçüler her zaman dışlanmış, her zaman yalnız bırakılmıştır. MHP, CHP, AKP, DEM fark etmeksizin bütün partiler terör örgütlerine şirin gözükmeye çalışıyor. Bunlar için önemli olan Türkiye Cumhuriyeti değil, oy devşirmek, rant peşinde koşmak ve birbirleriyle iktidar savaşına girmektir.
Bütün bunların sonucunda, birilerini rahatsız eden herkes hukuksuzca susturuluyor. Dün Ümit Özdağ susturulurken sessiz kalanlar ve hatta lokma dağıtanlar bugün Ekrem İmamoğlu’na yapılan hukuksuzluğu konuşuyorlar. Peki, neden? Çünkü bu sefer olan onların adamına.
Ekrem İmamoğlu Neden Tutuklandı?
Ekrem İmamoğlu’na yönelik suçlamalara baktığımızda, bunun açıkça hukuki değil, tamamen siyasi bir operasyon olduğunu görmek mümkün. Özellikle tutuklamaların başında bir belediye başkanı söz konusunda olduğunda babama bile güvenmeyeceğim için net konuşmak hata verir fakat dosyayı gördükten sonra rahatlıkla diyebiliyoruz ki bu tutuklama hukuki değil siyasidir.
Dosyaya ulaşmak isteyenler aşağıdaki linkten indirebilir.
Suçlamalar:
İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu üyelerine yönelik “ahmak” ifadesini kullanmasının, “kamu görevlisine hakaret” suçunu oluşturduğu iddia ediliyor.
Belediye kaynaklarının usulsüz kullanıldığı iddiası öne sürülüyor. Ancak, dosyada bu iddiayı destekleyen somut bir delil bulunmamaktadır.
İmamoğlu’nun belediye ihalelerinde usulsüzlük yaptığı ileri sürülüyor. Fakat bu tür suçlamalar için teknik inceleme ve bilirkişi raporları gerekirken, böyle bir inceleme yapılmadan suçlama yöneltilmiştir.
İmamoğlu’nun belediyeye terör örgütleriyle bağlantılı kişileri işe aldığı iddia ediliyor. Ancak, işe alımlarda güvenlik soruşturmalarının devletin yetkili kurumları tarafından yapıldığı unutulmamalıdır. Eğer böyle bir şey varsa, o zaman devletin güvenlik birimleri de suçludur.
İmamoğlu’nun resmi izin almadan yurt dışına çıktığı öne sürülüyor. Fakat belediye başkanlarının yurt dışı gezileriyle ilgili düzenlemeler esnektir ve bu iddia doğrudan bir suç teşkil etmez.
Bunların tamamı gizli tanıkların iddialarına dayanıyor Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, hukukun değil siyasetin bir ürünüdür. İktidar, kendi karşısında tehlike olarak gördüğü her ismi, yargıyı bir sopa gibi kullanarak susturmaya çalışıyor.
Ekrem İmamoğlu’nun Tutuklanmasına Neden Karşı Duruyoruz?
Ekrem İmamoğlu’nun siyaset anlayışını, söylemlerini ve icraatlarını tasvip etmiyorum. Ancak mesele, bir kişiye duyulan sempati ya da antipati değil; mesele adaletin herkes için var olup olmadığıdır. Eğer biz bugün birisine yapılan haksızlığa sessiz kalırsak, yarın sıra bize geldiğinde kimse bizim için ses çıkarmayacaktır.
Adalet, sadece sana dokunduğunda savunulacak bir şey değildir.
Bu Tutukluluk Kime Yarıyor?
Bu tip siyasi hamleler her zaman iktidarın değil, muhalefetin işine yarar. Erdoğan da geçmişte “mağdur” kimliğiyle siyasette yükseldi. Bugün Ekrem İmamoğlu’na yapılan şey, onu mağdur pozisyonuna itmekten başka bir işe yaramıyor. Türkiye’de siyaset, haklı olanın değil, mağdur olanın kazandığı bir oyun alanına dönüşmüş durumda.
Gerçekten bir lideri siyaseten bitirmek istiyorsanız, hukuksuzluk yaparak onu kahraman haline getirmezsiniz. Onun yanlışlarını gösterir, halkın karşısında başarısız olmasını sağlarsınız. Ancak Türkiye’deki siyaset mühendisleri o kadar beceriksiz ki, hukuksuz yöntemlerle rakiplerine prim kazandırıyorlar.
Bu haksızlığa sonuna kadar karşı çıkmalıyız. Ama bu sokak hareketinin hiçbir partiyle bağdaştırılmaması gerekiyor. Bu bir CHP eylemi olmamalıdır. Bu bir parti gösterisi değil, Türk milletinin adaletsizliğe karşı çıkışı olmalıdır.
Siyasiler, bu kalabalığı kendi güçleri olarak görmeyeceklerini anlamalıdır. Bugün sokakta olan halk, bir siyasi partinin değil, adaletin yanında durmaktadır. Türk milleti olarak, adaleti ve hukukun üstünlüğünü savunmazsak, yarın hepimizin sırayla susturulacağı bir düzenin içine sürükleniriz.
Bu yüzden, parti kimliklerinden bağımsız bir şekilde, hukuksuzluğa karşı tepkimizi göstermeliyiz. Bu mücadele, bir şahsın değil, Türk milletinin mücadelesidir!
İMAMOĞLU DOSYASI İÇİN FORMU DOLDUR!
