İki Yüz: Zehra Kaymaz Yazdı…

Geçtiğimiz cumartesinden bugüne o kadar yoğun ve hızlı gündem değişikliği yaşandı ki artık aklımızın kafatasımızda duruyor oluşu bir mucize dedirtmeye yetti.

Mesela CHP Hatay Belediye Başkan adayı Lütfü Savaş, Fahrettin Koca, Özgür Özel protesto edilince tüm siyasi parti figürlerinin ellerine iğne batsa altına sığındığı o sihirli cümleler yine duyuldu, ‘’işin başka bir boyutu var, komploydu’’. Koca ise ‘’depremde kaybettiğimiz canlar için sessizce Fatiha okunmasından rahatsız olanlar mı var’’ gibi bir tepki gösterdi.

Ee tabi bizler biliyoruz ki birinin başına bir şey geliyorsa kesinlikle ya biri komplo kurmuştur ya İslam düşmanıdır, yoksa biliyorsunuz Türkiye Cumhuriyeti’nin tek derdi bunlardır. İslamafobikler ve bilinmeyen gizli düşmanlıklar, birileri başka birileri tarafından kendi hür iradeleriyle sevmiyorum sizi diyemez, ya başkası doldurmuştur ya da fikirlerimiz ters düşmüştür. İşinizi yapmamanız, kendi canımızı müdafaa edemiyorken Canan’a koşuşumuzla asla alakası yoktur. Buraya parantez açmak geriyor, efendim bizler neden Filistin’den hastalar buraya geldi demiyoruz, evet yardım edilmeliydi ve biz doğrusunu yaptık fakat 9 şehirde bir yıkım yaşanmışken ve tüm suç doğaya bırakılmışken (tabi arada açık kadınlar da var suçlananların arasında öyle söyleniyor), canı yanan insanların karşısına geçip n’oldu ayetten mi rahatsız oldunuz demek, biz sizinle dalga geçiyoruz demek gibi duyuluyor uzaktan. Yoksa Kızılay çadır satmadı, evler sağlamdı, öyle evler yapacağız ki keşke bizim de evimiz yıkılsaydı cümlesini duymadık, depremzede ziyaretine diye gidip tatilden selfie tadında içimizi ısıtan kareler görmedi bu gözler, fotoğraf karesinde gözükmek için canla başla çalışan siyasiler bizlere çok uzak mesela’’ ki fotoğrafta gözükmek için verdiğiniz eforu biraz işinize verseydiniz belki onca ah almamış olurdunuz’’ gerçi onunda çözümü var değil mi? Bir helallikle çözülüyor. Bu ülkede kötülük anca saf kötü bir avuç insanın dolduruşuyla olabilir kendi hür iradesiyle kimse kötü olamaz, başka türlüsü mümkün mü diyip tam Lütfü Bey’e hak vereceğiz ki bir taksici üşüdüğü için arabasına aldığı biri tarafından öldürülünce kötülüğün sebebe ihtiyacı olmadığını görüyoruz.

Yani belki kötülükten değil de gerçekten sizi görmek istemediklerinden protesto edilmişsinizdir?

Bu kadar deprem konuşuluyorken elbette bin bir türlü tepki geldi aralarından sıyrılmayı başaran ve konuşulmaya hak kazanan tepki Av. Feyza Altun’dan geldi. Altun ‘’ Alper Gezeravcı şu pozları versin diye harcanan turistik gezi ücreti ile Hatay ve diğer iller yeniden inşa edilebilirdi’’ dedi. Sanırım Feyza Hanım deprem gecesi Merkez Bankası’nın bile yardım yaptığı milyarlarca liralık yardım fonunu atlıyor.  Gerçi toplanan yardımlara kadar deprem vergilerinin nerde olduğunu sormak gerekir. Ama soranlara hükümet düşmanı diyoruz,

gerçi kendi elleriyle ailesini gömen belki daha ölüsünü bile bulamamış insanlar bile (en çok onların hakkı olmasına rağmen) tepki gösterince siz Fatiha’dan rahatsız oldunuz diyoruz.                             

Bu işler öyledir, konuşabilen konuşur. Yaptıkları ve konuştukları arasında fark olmasına rağmen konuşur, deprem edebiyatı yapıp pahalı diye malzemeden kısılır, iki saat önce karısını dövüp iki saat sonra x de kadın çiçektir der, nitekim üç gün önce Rus yayıncı Stas Reeflay hamile kız arkadaşını balkona kilitleyip donarak öldürüp, cansız bedenini binlerce insanın önünde taciz etti. Peki izleyenler ne yaptı? 2 saat boyunca                                                                                                                                                           

bu sapkınlığa devam etsin diye para ödedi. Bu habere nasıl tepkiler geldi biliyor musunuz? Evet  ezberden yapılan en kallavi tepkiler geldi, X uygulamasında topluca bela okundu, peki birkaç hafta önce sırf arkadaşlarıyla Fas’a tatile gidip kocası olmadan eğlendiği için Ece Taser’e ne yapılmıştı? Sağlık bilgilerinden tutun ev adresine kadar tüm bilgileri ifşa edilip organize bir şekilde linç edilmişti. Ama biri cinayet diğeriyle kıyaslanamaz gibi geliyor değil mi? Bugün neyi konuştuğumuz yarın okuduğumuz habere dönüşüyor. Toplumsal yozlaşma konuşmalarla başlar ve maalesef eylemlere ulaşır.  Ve geç kalınmış tepki ‘’tepki’’ olmuyor maalesef yine de konuşabilen konuşsun ifade özgürlüğü neticede.

Zehra KAYMAZ

 Yükleniyor ...